Hayatım boyunca almaktan gurur duyduğum kararların en başında müzik yapmaya başlamak geliyor. Bundan tam 14 yıl önce – daha lise öğrencisiyken – dinlediğim müziği aynı zamanda icra da etmek istediğimi fark ettim. Odama kapandığım zaman ya söz yazmaya çalışıyordum ya da yazdığım sözleri arkada müzik eşliğinde söylüyor ve kendimi konser verirken hayal ediyordum.
Yıl: 2007
Gel zaman git zaman bir şekilde bu işe başlamaya karar verdim. İlk olarak sahne adımı belirlemeliydim. Ben de -neden bilmiyorum- “Bekoroma”yı seçtim. Ardından nasıl kayıt alınır ve altyapı müziği nereden bulunur öğrenmeliydim. Lisede müzik ile ilgilenen arkadaşlarımla konuştum ve “Cool Edit” adlı programla kayıt alabileceğimi öğrendim. Sırada yapacağım şarkıların altyapılarını bulmak vardı. Bu kısımda da “LimeWire” adlı program yardımıma koştu. Altyapımı LimeWire üzerinden buldum, üstüne söz yazdım ve bir çubuk mikrofon ile de ilk şarkımın kaydını aldım.
Yanda gördüğünüz benim ilk mikrofonum. Bu mikrofon ile aldığım ilk kayıtlar gerçekten çok kötüydü. Bugün bile açıp dinlemediğim bu kayıtları o zamanlar yakın arkadaş çevreme gönderiyor ve fikirlerini soruyordum. Birçoğu yaptığım şarkıları o kadar beğenmişlerdi ki durmadan bana yeni şarkı yapmam gerektiğini söylüyorlardı.
Bu durum beni gerçekten çok şevklendirmişti. Artık durmadan şarkı yapmak, hatta ve hatta albüm çıkarmak istiyordum. İnanılmaz bir şekilde gaza gelmiş ve tüm gün bilgisayar başında altyapı arıyor ve söz yazıyordum. Bu tempoda devam ederken çok kısa bir zaman içerisinde “Düşlerdeki Melodi EP.” adında bir albüm çıkardım. İnternet üzerinden yayınladığım bu albüm ne benim beklentilerimi karşılamıştı ne de çevremin…
Yıl: 2008
Yaşadığım bu hayal kırıklığından sonra yeni bir şeyler yaparak bu durumu nasıl düzeltebilirim diye düşünmeye başladım. Bu noktada aklıma bir fikir geldi. Yeni bir şarkı yapacak ve o şarkıya video klip çekecektim. Fakat bir problem vardı. Klip nasıl çekilir bilmiyordum. 🙂 Bu sorunu çözebilmek için yine arkadaşlarıma başvurdum. Uğur diye bir arkadaşım vardı ve fikrimi ona anlattım. Onunla beraber Çorlu sokaklarına çıktık ve 2 gün uğraşarak klibimi çektik. İşte o klip:
Yayınlamış olduğum bu video klip ile istediğim patlamayı yapmıştım. Çorlu’nun ilk rap klibini yayınlamıştım ve herkes klibimi izlemeye ve beni dinlemeye başlamıştı. Klibi olabildiğince çok platforma gönderiyor ve yayınlanması için çabalıyordum. Bu platformlardan biri de Number One TV’ydi. Number One kanalında yayın yapan bir programa klibimi göndermiştim ve onlarda yayınlamıştı. Hatta yıllardır esprili bir şekilde Number One’da yayınlanan ilk rap klibinin bana ait olduğunu söylerim. 🙂
Pelteklik
Klip çıkmıştı ve kendime ait belirli bir kitle edinmiştim fakat çok önemli bir problemim vardı: Klipte de dikkat ettiyseniz ben eskiden peltektim. Peltek olduğum için de ağzımdan harfler düzgün çıkmıyordu ve dinlenebilir şarkılar yapamıyordum. Bu problemin üstesinden gelmek zorundaydım. İlk olarak durumu aileme anlattım ve bunu düzeltebilecek birilerine gitmek istediğimi söyledim. Maalesef ki beni çok ciddiye almadılar ve çok tatlı konuştuğumu, bunun bir problem oluşturmadığına dair beni ikna etmeye çalıştılar. Bense kafaya koymuştum ve bu problemin bir şekilde üstesinden gelecektim.
İlk olarak birkaç gün hiç konuşmadım ve problemli olduğum harfleri nasıl çıkardığıma odaklandım. Daha sonraki günlerde de problemli olduğum harfleri doğru çıkartabilmek için egzersizler yapmaya başladım. Yaklaşık ikinci haftanın sonunda da peltekliğimden kurtulmuş ve harfleri doğru çıkartır hale gelmiştim.
Yıl: 2009
Artık gerçek manada basılı bir albüm çıkartmak istiyordum. Kaliteli isimlerle çalışıp, ortaya gerçekten istediğim tarzda bir albüm çıkartmak ve aradan 10 sene geçse de dinlenebilecek şarkılar yapmak istiyordum. Fakat bunun için ilk olarak kayıtları alabileceğim kaliteli bir stüdyoya ihtiyacım vardı.
İlk olarak Çorlu’da beraber müzik yaptığımız arkadaşlarımın stüdyosunda kayıtları almayı denesem de bu çok efektif olmadı. Bunun üzerine topladığım bayram harçlıkları ve biriktirdiğim paralar ile gerekli stüdyo ekipmanlarını satın aldım ve odama kurdum. Ardından da albüm çalışmalarına başladım. Birkaç ay süren bu sürecin sonunda -tam 11 yıl önce bu zamanlar- “Deli Gibi Mixtape” albümümü çıkardım. Basılı olarak çıkardığım ve tanesini o dönem 10 TL’ye sattığım bu albümün tüm kopyalarını 1 hafta içerisinde sattım. Bugün bende bile sadece son 1 adet kopyası bulunuyor.
Aşağıda 2009 yılında çıkardığım “Deli Gibi Mixtape” albümüm. Keyifli dinlemeler:
Yıl: 2010
Günün sonunda her güzel hikayenin bir sonu oluyor ve bu hikayenin sonu benim için 2010 yılına dayanıyor. Üniversite sınavlarına hazırlanıyordum ve çevremde dikkatimi dağıtabilecek olan unsurları bir bir kaldırmaya başlamıştım. Sıra bir gün stüdyoma da geldi ve stüdyomu sattım. Ardından da bir daha şarkı üretmedim.
Kapanışı; müziği bırakmadan önce yaptığım bir şarkı ile yapmak istedim.
Bekoroma – Bu Gecede
Dijital Pazarlama Uzmanı, Kurucu Akıllı Marka. #SosyalMedya, #teknoloji, #girişimcilik ve #inovasyon konularında konuşur ve yazarım.